İçindekiler
Çanakkale Destanı, Türk milletinin bağımsızlık, vatan sevgisi ve azmiyle yazdığı bir kahramanlık öyküsüdür. Gelibolu Yarımadası, bu destanın en önemli sahnesi olup, tarih boyunca stratejik konumu nedeniyle birçok milletin gözünün üzerinde olduğu bir bölge olmuştur. Bu yazıda, Gelibolu Yarımadası’nın tarihi önemi ve Anzak Koyu’nun hikayesini ele alacağız.
Gelibolu Yarımadası, Türkiye’nin kuzeybatısında, Çanakkale Boğazı’nın Avrupa yakasında yer alır. Bölge, Osmanlı İmparatorluğu için hem askeri hem de ticari bir geçit olarak stratejik bir öneme sahipti. 1915 yılında başlayan Çanakkale Savaşı’nda, Gelibolu, dünyanın dört bir yanından gelen düşman kuvvetlerinin odak noktası haline geldi. Osmanlı ordusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde bu bölgede büyük bir direniş göstererek zafer kazanmıştır.
Anzak Koyu, Çanakkale Savaşı’nda Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu’nun (ANZAC) çıkarma yaptığı bölge olarak bilinir. 25 Nisan 1915 sabahı başlayan çıkarma, tarihin en kanlı çarpışmalarından birine sahne oldu. Askerler, sarp yamaçlar ve yoğun Osmanlı direnişiyle karşılaştılar. Anzak askerleri ve Türk ordusu arasında geçen bu çetin mücadele, karşılıklı saygı ve insanlık örnekleriyle de tarihe geçti.
Bugün Anzak Koyu, barış ve dostluk mesajlarının verildiği bir anı bölgesi olarak anılıyor. Her yıl 25 Nisan’da yapılan Anzak Günü törenlerinde, hem Anzak askerleri hem de Türk şehitleri saygıyla anılır.
Gelibolu ve Anzak Koyu’nda yaşananlar, sadece askeri bir zaferin ötesinde, insanlık tarihi açısından da büyük bir ders niteliğindedir. Çanakkale Savaşı, ulusların bağımsızlık mücadelesini, fedakarlığı ve barışın değerini anlamamıza yardımcı olur.
Bugün Gelibolu Yarımadası, Çanakkale Savaşı’nın izlerini taşıyan bir açık hava müzesi gibidir. Şehitlikler, anıtlar ve savaşın geçtiği yerler, ziyaretçilere tarihle dolu bir deneyim sunar. Anzak Koyu’nda ise savaşın zorluklarını ve barışın önemini hatırlatan çeşitli anıtlar bulunur.
Ziyaret Noktaları: